2 Aralık 2011 Cuma

Sektörden Haberler : İnşaat Sektöründe Hedef Ülkelerin Bakanları Avrasya Yapı Ürünleri Fuarı'nda

Türkiye ve etki alanındaki yakın çevre ülkelerinde devam eden 225 milyar dolarlık inşaat projelerine çözümlerin sergileneceği Megabuild Fuarı 8 Eylül'de CNR EXPO?da açılıyor. Yaklaşık 3 milyar dolarlık iş hacmi ile sektörün 2023 hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak fuarda Mega Forum kapsamında ?Uluslararası Çelik Yolu Zirvesi?, ? Yapı ve Yapı Malzemelerinde Kurumsal Gelişim ve Marka Konferansı? gibi pek çok etkinlik düzenleniyor.
Mega Forum?a yurtdışından çok sayıda bakan, bürokrat ve teknokrat katılıyor.


Afganistan Bayındırlık Bakanı Abdul Qudus Hamidi, Azerbaycan İktisadi İnkişaf Bakanı Şahin Mustafayev, Gana Su Kaynakları, Çalışma ve Konut Bakanı Alban Bagbin, Irak Konut ve İmar Bakanı Mahammed El Darraji, Kırgızistan Ekonomik Düzenleme Bakanı Uçkunbek Taşbaev, Tunus Teçhizat Bakanı Mohamed Ridha Fares, Makedonya Ulaştırma Bakanı Mile Janakievski, Kazakistan Sanayi ve Yeni Teknolojiler Bakanlığı Sanayi Komitesi Başkanı Amaniyaz Ercanov, Moldova Ekonomi Bakan Yardımcısı Sergiu Ciobanu, Pakistan Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı Kamran Lashari, Mısır Sanayi ve Dış Ticaret Bakanlığı Müşteşarı, Hırvatistan Ekonomi, Çalışma ve Girişimcilik Bakanı Duro Popijac'ı temsilen İstanbul Başkonsolosu, Nijerya Madenler ve Çelik Geliştirme Bakanlığı Müsteşarı, Moğolistan Yol, Ulaşım, İnşaat ve Kentsel Kalkınma Bakanı adına Kamu İdaresi Genel Müdürü Byambajav Batsukh fuara ve zirveye beraberlerindeki alım heyetleriyle katılan bakan ve üst düzey yetkililer arasında yer alıyor. Organizasyona İran da bakanlık düzeyinde alım heyetiyle geliyor.


T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, T.C. Ekonomi Bakanlığı ve İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği-İMSAD'ın desteğiyle CNR EXPO Fuarcılık A.Ş. tarafından düzenlenen ve açılışını Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan?ın yapacağı fuara ayrıca yeniden yapılanma sürecinde olan Irak başta olmak üzere, hedef pazarların bakanları ve hükümet yetkilileri kalabalık heyetlerle katılırken, 36 ülkeden alım grupları fuara gelerek katılımcılarla birebir görüşmelerde bulunacaklar.

Kaynak : Termodinamik Dergisi

1 Aralık 2011 Perşembe

Yeni Isı Yalıtım Yönetmeliği (TS825 II. Yayın)

 

Merhaba arkadaşlar,

 

Mekanik tesisat konularında sizleri bilgilendirmeye çalıştığım yazılarımda bugünü Yeni Isı yalıtım yönetmeliği TS825 konusuna ayırmak istedim. Şimdi AutoCAD’ci arkadaşların yüzünü görür gibiyim, yaw bize çizimle ilgili pratik notlar versenize, niye bizi böyle angaryalar ile uğraştırıyorsunuz diye. Tabi latife bir yana Isı yalıtımı ülkemizde bugüne kadar önemi anlaşılmamış, cebimizdeki paraların eriyip gitmesine sebebiyet veren bir hususdu. Ne zamanki Doğalgaz zamları bizleri tek tek vurmaya başladı işte ozaman klasik Türk yakınması, way benim başıma gelenler diye sızlanmaya başladık.

Öncelikle Isı yalıtımı nedir bu konuyu açmak lazım. Arkadaşlar Türkiyedeki enerji sarfiyatının büyük bir bölümü ulaşım ve ısınma için sarf edilmektedir. Türkiye bütçesinin büyük bir kısmını oluşturan enerji maliyetleri günbe gün artmakta, bu artış her zamanki gibi vatandaşın cebinden karşılanmaktadır. Yapılarda ve tesisatlarda ısı kayıp ve kazançlarının sınırlandırılması için yapılan isleme “ısı yalıtımı” denir. Teknik olarak, ısı yalıtımı, farklı sıcaklıktaki iki ortam arasında ısı geçisini azaltmak için uygulanır. Enerji transferini azaltmanın, [durdurarak demiyoruz çünkü böyle bir olgu dünya fiziğine karşı gelmek olur] kış ve yaz dönemleri için iç ortamda tasarladığımız hava kalitesini korumak adına yapılarda ısı yalıtımı yapılmasının ana sebebi olduğu ortaya çıkıyor.

İç ortam kalitesi uygulamadan uygulamaya farklılık göstermekle beraber, genellikle 20-22 °C ve %50 bağıl nem değerlerinde seyreder. Bu iç ortam kalitesini sabit tutabilmek adına kış sezonunda ısı kaybı hesapları ile bulunan yüklerin mahalde karşılanması gerekir, yaz sezonunda ise ısı kazancı hesapları ile bulunan yükleri mahalde karşılanması gerekir. Bu değerler ısı yalıtımı uygulanmış bir binada çok cüzzi çıkarken, kendi haline bırakılmış bir tasarımda çok büyük rakamlara ulaşabilir.

İnsanların yaşam kalitesinden ve konforundan ödün vermeden, enerji tasarrufu saglamak için

alınabilecek üç önlem vardır. Bunlar, yüksek verimli cihazların kullanılması, otomasyon

sistemleri ve ısı yalıtımıdır. Bu üç önlem arasında ilk sırayı ise ısı yalıtımı alır. Etkin bir ısı

yalıtımının yapılmadıgı binalarda, enerji tüketimi çok fazladır. Hesaplamalar, etkin bir ısı yalıtımı ile yapılarda ortalama yüzde 50 enerji tasarruf edilebilecegini ortaya koyuyor. Enerjinin verimli kullanılmaması, çevre kirliligine neden olurken dogal yasamı da olumsuz etkiliyor.

Konutlarda; kaybedilen veya kazanılan enerjinin büyüklügü, ısıtma veya sogutma amacı ile

tüketilen enerji miktarını belirlediginden, enerji tasarrufu saglamak için yasadıgımız alanın ısı

kaybı/kazancını azaltmak gerekir. Yapı bilesenleri üzerinden geçen ısıl enerji miktarını

sınırlandırmak; bina kabugunda ısı yalıtımı yapılması, yalıtımlı dograma ve camların kullanımı ile mümkündür.

Isıl konforu saglamak için ortam sıcaklıgı (ti) ile duvar iç yüzey sıcaklıgı (tiy) arasındaki sıcaklık farkı düsürülmelidir. Bu fark ne kadar yüksek olursa konfor da o kadar düsük olacaktır. Konforlu bir mekân için bu farkın en fazla 3°C olması gerekir. iç yüzey sıcaklıklarının düsük olması durumunda, ısının ortam içinde soğuk yüzeylere doğru hareketi, istenmeyen hava akımları olusturur. Bu hava akımları da konforu azaltarak hastalıklara neden olur.

ti-tiy Konfor Durumu

2 Çok konforlu

3 Konforlu

4 Az konforlu

6 Konforsuz

8,5 Soguk

>8,5 Çok soguk

iç yüzey sıcaklıkları ile ortam sıcakları arasındaki farkı azaltmak için ısı yalıtımı gerekir. Isı

yalıtımı ile mekânın her noktasında homojen bir sıcaklık saglanır ve hava akımları engellenir. Bu da hem konforlu hem de saglıklı bir ortam saglar.

Bir yapı malzemesinin ısı yalıtım malzemesi kategorisine girebilmesi için o malzemenin uygulamaya dönük üretiminin yapılabilmesi, lojistik ve perakende olarak pazarlanabilir olması, ısı iletim direncinin yüksek olması gerekir.

Isı iletim direnci R = d / λ dır.

Bu formülde

R = m2/KW

d = m

λ = Wm/K

Yeni TS825’e göre bazı ısı yalıtım malzemelerinin teknik özellikleri aşağıda listelenmiştir.

 

Bu çizelgede sütunlar; malzeme ismi, birim hacim ağırlığı (kg/m3), ısı iletkenlik hesap değeri (W/mK) ve su buharı difüzyon direnç faktörüdür.

Görüldüğü üzere ısı geçiş direncini arttırmak, ısı iletkenlik hesap değeri düşük olan bir malzemenin kalınca kullanılması ile sağlanabilir. Aynı direnci yaratacak malzemenin daha düşük kalınlıkta seçilmesi için ısı iletkenlik hesap değerinin düşük olması gerekmektedir.

Bir dahaki yazımızda TS825 (II. Yayın) üzerinde yapılan değişklikler ile ilgili sizleri bilgilendirmeye devam edeceğim.

30 Kasım 2011 Çarşamba

Soğutma Yükü Yazılımları..

Merhaba arkadaşlar;

Ülkemizde standartlaşma eksikliklerinden belki en muzadarip sektör biziz, Türk mekanik tesisat dünyası malesef bir standart ve uygulama fakiri olarak bir heyula gibi karşımızda dikiliyor, bunun sebebi nedir, bu sebebi ortadan kaldırırsak insanımız muasır medeniyetler seviyesine uygun davranır mı yoksa yine en ucuzu tercih ederek aslında kaderine doğru bir adım daha mı atar.

Arkadaşlar, devlet büyüklerimizin çok sevdiği bir terane vardır, Türkler tarihte en çok devlet kuran millettir diye, aslında duyunca insan önce bir heyecanlanıyor, vay anasına kıvamına geliyor, ilk şaşkınlığı attıktan sonra e hani bu kadar devlet diye sağına soluna bakınıyor, arkadaşlar devlet büyüklerinin bu lafı sevmesindeki yegane mantık, siz halk olarak gününüzü gün edin, derdi tasayı unutun, bu devlette yıkılırsa nasolsa yenisi kurulur, siz elinizi taşın altına sokmayın, etliye sütlüye karışmayın, harvurup harman savurun deniyor. Eh bu durumda yurdum insanı ne yapacak sormıyacak soruşturmıyacak, ben neden fakir cahil kalıyorum demiyecek, okumuşundan okumamışına kadar uygar olmanın gerektirdiği toplumsal duyarlılıkları göstermiyecek, sıraya bile girmeye tenezzül etmiyecektir. Nasolsa buda yıkılırsa yenisi kurulur.

Evet, biraz uzun kaçan girizgahtan sonra Soğutma Yükü yazılımları ile ilgili sizleri bilgilendirmek ve bilinçlendirmek istiyorum.

Arkadaşlar soğutma yükü analizi neden ısı kaybı analizinden daha önemli ve detaylı irdeleniyor dediğinizi duyar gibiyim, oluşan soğutma yüklerini ortamdan uzaklaştırmak ve gerekli konfor değerlerini elde etmek yaz sezonunda, kış sezonundan daha zor ve maliyetlidir. Soğutma yükünü bertaraf edicek akışkanların ısı transfer kabiliyetleri daha az ve kullanılan cihazlar daha pahalı olduğu için soğutma yükleri çok daha detaylı irdelenmek ve hata toleransı en az şekilde bulunmak zorundadır. Öyle olmayasaydı ASHRAE’de fundamentallerinde sokaktaki elektrik direğinden bir kanca marifeti ile kaçak eletrik alın ve binanın betonarme etriyelerine bağlıyarak binanızı ısıtın/soğutun derdi. Bunun yerine neredeyse 1965’li yıllardan başlıyarak çeşitli çalışmalar, yöntemler geliştirildi ve binlerce kişinin emeği ile tablolar, kat sayılar, hesap yöntemleri vücuda getirildi.

Bu yöntemlerin başında

Eşdeğer sıcaklık farkı yöntemi
Geçiş fonksiyonu yöntemi
CLTD/SCL/CLF yöntemi (adı öyle uzun ve kullanılan yöntem açısından TR’ye uygun değil)
Isı dengesi yöntemi
Işınım zaman serisi yöntemi

sayılabilir.

Ülkemizde ısı yükü hesaplarında da halen bir karmaşa, mal sahibi, yüklenici ve taşeronlar arasında bir mutabakat sağlanamamış durumda. Mal sahibi çeşitli üfürmeler sonucunda bilgi sahibi olmadığı konularda fikir sahibi olarak sektörde uygulama imkanı bulmayan yöntemleri talep etmekte. Yüklenici taşın altına elini sokmak istemediği için hangi standartta olursa olsun işin çabuk bitmesine vesile olacak her türlü bilgiyi kabul etmeye hazır. Taşeronlar ise ellerindeki entürümanlar ne ise o nun iş için en uygun olduğunu düşünen bir yapıda.

Yukarıda zikredilen hesap yöntemlerinin birbirlerine üstünlükleri veya eksiklikleri olabilir. Bu farklar tabiki standartların geliştirildiği ülke için değil, uygulamaya çalışan ülkeler içindir.

Arkadaşlar, yukarıda bahsi geçen hesap yöntemlerinin çoğu, YAPI KODLARI dediğimiz ve bundan seneler önce bir disiplin altına alınan imalatlara atıf yapılan çeşitli bilgiler istemektedir. Bu imalatlar ülkemizde bir standart altına alınamadığı ve uzun sürede alınamıyacağı aşikar olduğu için çoğu hesap yöntemi ülkemiz için geçerliliğini yitirmektedir. Bu hesap yöntemlerinden sadece Eş değer sıcaklık farkı (TETD/TA) yöntemi kulandığı bilgilerin çeşitlendirilebilmesi açısından TÜRKİYE’YE EN UYGUN HESAP YÖNTEMİDİR. Bulunan sonuçlar tüm hesap yöntemlerinde aynı olmakla beraber, kullanılan bilgilerin içeriği en çok adapte edilebilen tercih edilmelidir.

Bildiğiniz gibi MTH – Mekanik Tesisat Hesapları Yazılımı’nın bir modülü olan MTH için Isı Yükü Hesabı yazılımı 1994 senesinden beri piyasalara hizmet vermektedir. Yaşayan bir yazılım olan MTH ar-ge ve idamesi firmamız tarafında 365’gün mantığı ile yapılmaktadır. Sizlerin istekleri ve destekleri ile daha iyi yerlere gelmesini planladığımız ulusal yazılımımız MTH’a sektörce sahip çıkılmalıdır. MMO, TTMD, vb. kurumların bu konuda extra gayretlerini görmeyi çok istiyoruz. Eğer sizde Soğutma yükü hesabı yapmak için bir yazılım arıyorsanız ve Türkiye şartlarına %100 uyumlu ve Dünya standartlarına atıf yapan bir yazılım olan MTH’ı tercih edebilirsiniz.

Bir dahaki yazımızda buluşmak üzere, hoşcakalın..

28 Kasım 2011 Pazartesi

Buhar Tesisleri ve Boru Hatları Çaplandırılması II

Buhar borularının boyutlandırılması için çeşitli yöntemler ve kaideler mevcuttur, bunlar içerisinde en pratik ve kolay uygulanabilir olanı; eş basınç düşümü yöntemini inceliyeceğiz. Buhar tesislerinde proses haricinde ısıtma amaçlı kullanımlarda buhar basıncını arttırdıkça transfer olacak enerji miktarı artacağından ısı transferindeki iyileşmeye bağlı olarak boru çapları küçülme eğilimindedir. Yalnız bu durum sistemdeki aparatların yüksek basınca uygun olanları ile dengelenmesi gerektiğinden ek maliyetlere sebebiyet verecektir. İşte mühendislik sanatıda tam burada devreye giriyor ve en optimum olanı tercih etme yolunda bize kılavuzluk yapıyor.

Buharı yüksek basınçta taşıyarak kullanma yerlerinde basıncını düşürmek bir çözüm yöntemi olmakla beraber ısı transferindeki kayıplar, yüksek basınca mukavim sistem tasarımı, vb. nedenlerle uygulanması özel karar ve sorumluluk gerektirmektedir. Bizce sistemdeki basıncın mümkün olan en düşük değerde seçilmesidir.

Buhar hatlarında kullanılabilecek boru tiplerine değinmek gerekirse, Dikişli siyah vidalı borular (TS 301/1,2,3) Orta ağır (DIN 2440), Ağır (DIN 2441) Dikişli siyah vidasız borular malzeme St37 çelik. Dikişsiz siyah çelik borular (DIN 2448) PN 100’e kadar bu boru cinsi tavsiye edilir. Buhar hatlarında genellikle PN 16 ve PN 25 borular tercih edilir.

En geçer sistem olarak çaplandırma için tüm tesisat disiplinlerinde öncelikle tek hat şemaları oluşturulmalıdır. Buhar tesisatı içinde bu geçerlidir, genel geçer bir kaide olarak tek hat şemaları üzerinde sistemin karakteristiklerini yansıtacak bilgiler olmalıdır. Hat adı, hat yükü, hat uzunluğu, vb. bilgiler bu tek hat şemalarında yer almalıdır. Tek hat şemasının oluşturulması ile sistemin en uzun ve en yüklü hattı olan kritik hat gözle tespit edilir.

Kritik hat üzerineki başlangıç ve bitiş basınçları belirlenir, Başlangıç basıncı kazan işletme basıncı (pS) , bitiş basıncı ise sarf yerinde olması istenilen kullanma basıncıdır (pA). pS ve pA basınçlarına denk gelen PS ve PA basınç faktörleri Tablo37’den bulunur.

Kritik hat eş değer uzunlukları tespit edilir, özel parçaların eşdeğer uzunluklarınıda göz önüne almak için görece küçük sistemlerde eşdeğer uzunluk değeri %20, büyük sistemlerde %10 arttırılarak ilave edilir.

F = (PS-PA) / L formülünü kullanarak sistemin basınç kaybı faktörü bulunur.

Tablo38’de en soldaki F sütünundan bulduğumuz basınç kaybı faktörüne en yakın olanı tespit edilir. F satırında sağa doğru hareket ederek debi değeri (x) bulunur. Debi değerinin bulunduğu sütunun başındaki boru çapı hattın boru çapıdır.

Kritik devre üzerindeki tüm hatlar sırası ile bu işleme tabi tutularak kritik dever üzerindeki tüm hatlar çaplandırılır.

Bir dahaki yazımızda başka bir konuya değinmek üzere hoşcakalın..

24 Kasım 2011 Perşembe

Cefakar Öğretmenlerimiz; Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun..

 

Merhaba Arkadaşlar;

 

Biliyorsunuz 24 Kasım Öğretmenler günü ancak 1981 yılından itibaren resmileşen bir kutlama. Bu milleti afetin eşiğinden kurtaran, şimdi önüne türlü engel çıksada muasır medeniyetler seviyesine çıkartan bir neslin torunları olan, zamanında yokluklar içinde topla tüfekle yapılan bitmeyen mücadelenin, şimdi ilim, bilim ile yapılan uzatmalarında eğitim neferleri olan, kıymetli, cefakar, elleri öpülesi Öğretmenlerimiz. Öğretmenler gününüzü kutluyor, bu vesile ile karşılığı verilemez çabalarınızın bir nebze olsun karşılığını bulmasını temenni ediyoruz.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Buhar Tesisleri ve Boru Hatları Çaplandırılması I

Özellikle proses ihtiyaçları doğrultusunda endüstriyel tesisler ve bazı büyük kapasiteli yapılarda mekanik tesisat sistemlerinde ısıtıcı akışkan olarak buhar tercih edilmektedir. Buhar tesisleri bünyelerinde barındırdıkları yüksek basınçlar ve sistemi bütünleyen cihazlar dolayısı ile özellikle standartlara tam uygun projelendirilmelidir. Ehil ellerde ve standartlara uygun tasarlanan buhar tesisleri son derece güvenli ve verimli olabilmektedir. Buhar tesislerini bütünliyen aparatlara bir genel bakış yapacak olursak bunlar;

Buhar kazanları : Buhar kazanları, sistemin kalbi sayılabilir, tesisin ihtiyacı olan miktar, basınç ve nitelikte buharın üretildiği cihazlardır. Alev duman borulu ve su borulu tipte olmak üzere iki ana kazan tipoinden biri tercih edilebilir, Orta büyüklükteki bir tesis için genellikle alen duman borulu silindirik tipteki skoç kazanlar tercih edilir. Genel olarak 15 atü işletme basıncı ve ısıtıcı yüzey alanı olarak 300 m2 olan kazanlara kadar terchi edilebilir.

Buhar akümülatörleri : sistemin pick yük ihtiyacını karşılamak, buhar kazanının kapasitesini makul şartlar tutmak ve sistem emniyeti açısından sistemde olması gereken genellikle buhar veya kaynar su ile ısıtılan silindirik basınçlı kaplardır. 3/4 ‘ü su ve ¼’ü buhar ile dolu olması tavsiye edilir. 3 önemli tipi içerisinde en çok direk temaslı olarak tabir edilen Ruths buhar akümülatör kullanılır.

Kondens tankları : Kullanım yerlerinde enerjisini bırakak yoğuşan buharın kondens hatları ile toplandığı tanklardır. Gönderilen buharın tamamının kondens olarak toplanamadığı sistemlerde bir su yumuşatma cihazı ile birlikte techiz edilmelidir. Kondens hatları tanka doğrudan bağlanırken su yumuşarma cihazı bakır bir şamandıra ile techiz edilmelidir.

Degazörler : Suyun içindeki kimyasal gazların ayrıştırılması ve kazan gönderilen suyun ısıtılması amacı ile kullanılır. Suyun içindeki kimyasal gazların ayrıştırılması özellikle korozyon önlenmesinde önemli bir adımdır, bunun yanında kazan giren suyun ısıtılması kazandaki termak şokları azaltacak kazan ömrünü uzatacaktır.

Kondenstoplar : Bir diğer adıda buhar kapanıdır. Kapanlar buhar kullanan cihazlardan sonra veya ana dağıtım hatlarının drenajlarına konur. İdeal olanı kapanlardan sadece yoğuşan buharın (kondensin) geçmesidir, böylece buharın tamamen kullanılması amaçlanır. Uygun tip ve kapasitede seçilmeleri sistemin verimi ve ömrü açısından önemlidir.

Bir dahaki yazımızda buhar hatlarının çaplandırılması konusuna bakacağız, Hoşcakalın..

22 Kasım 2011 Salı

AutoCAD üzerinde Kanal Tasarım Esasları..

Merhaba,

Bu yazımdan itibaren AutoCAD üzerinde kanal tasarım usullerini ve gerçek mimari planlar üzerindeki çizim uygulamalarını inceleyeceğiz. Kanal çizimi için en az bilmemiz gerekenler menfezlerin yerleri, menfez bilgileri, kanal güzergahı ve kanal kesitleridir. Bunların dışındaki tüm veriler çizim işlerini kolaylaştırıcı ama çok da şart olmayan bilgilerdir.

Yukarıda saydığım kanal çizimi için olmazsa olmaz bilgileri biraz açmak gerekirse. Menfez yerleri, genellikle üzerine çizim yapacağımız mimari paftada işaretlenmemiş olsa da dikkate almamız gereken asma tavan karolajı ve aydınlatma armatürleri yerleşimidir. Menfezlerimizi yerleştirmeden önce mahalin toplam menfez hava debisini hesaplardan öğrenmemiz gerekiyor, bu tarz hesapları yapabilmenin en kolay yolu bizce MTH için Isı yükü Hesabı yazılımıdır. Bu yazılım ile ilgili detaylı bilgiye www.antmekanik.com web adresinden ulaşabilirsiniz. Ezcümle bu tarz hesaplardan çıkacak mahal ısı kaybı ve ısı kazancı bilgileri mahalin klimatize edilmesi için gerekli hava debilerine dönüştürülüyor. Tüm plan üzerinde basit bir mahal etiketi bloğu kullanarak bu bilgileri çizimimize yerleştirelim.

Şekilde görüldüğü üzere Klasik bir mahal etiketi formatına küçük katkılar yaparak daha fazla bilgi taşımasını sağlayabiliriz. Bu aşamadan sonra ortamın kaç menfez ile şartlandırılacağına karar veriyoruz. Bu kısımda menfezlerin atış hızları, atış mesafeleri ve mahal içerisindeki yerleşim önem kazanıyor. Menfez yerleşimlerinde altın kural bütün menfezlerin kendi aralarında ve duvar ile mesafelerinde bir oran gözetilmesidir. Bu sayede menfezlerin mahale yerleşimleri hem daha homojen olacak hem de mahal içerisindeki hava kalitesinde bir dalgalanma olmayacaktır. Menfez yerleşimi de tıpkı yangınla mücadele için kullanılan sprinkler sistemi gibi belli oranlar ile mesafelendirelebilir. Bu mesafelendirmeyi yapmak için basit bir düz çizgi üzerinde işaretlenecek standart nokta sayısı teoremini kullanabiliriz. Bunu için aşağıdaki grafik size yardımcı olacaktır.

Şekilde görüldüğü gibi bir çizgi üzerine 3 Ad. Nokta işaretlemek istediğimizde benzer düzeneği kullanabiliriz. Bu çizim düzeneği menfezler ve sprinkler gibi güzergahı ve adedi belli olan tüm objelerin çizime yerleştirilmesinde kullanılabilir.

Kendi mimari plan çizimimiz üzerine dönersek. Bahsi geçen mahal için toplam hava debisinin Vtoplam : 5,000 m3/h olduğunu görüyoruz. Bu durumda hem mahal geometrisini göz önünde bulundurarak hem de menfez başına düşen hava debisinin makul bir seviyede kalmasını düşünerek 6 Ad. Menfez yerleştirmeyi uygun buldum. Biraz önceki menfez yerleşim teorisini kullanarak 6 Ad. Menfezi şekildeki gibi çizime yerleştiriyoruz.

Çizim üzerinde görüldüğü gibi menfezlerin mahal içerisine yerleşimi gayet muntazam ve gözü yormayacak şekilde zaten tekniğin en olmazlarında biriside estetiktir. Üniversite hocalarımızdan Sn. Prof.Dr. Salim Özçelebi hocamızın da bizlere hep söylediği gibi mühendislikte bir sanattır, önemli olan bu sanatı gereği gibi icra edebilmektir. Kendisinin de kulağını çınlatmış olayım. Evet menfez yerleşimine dönecek olursak görüldüğü üzere menfezler tam bir görsel uyum içerisinde mahal içerisine yerleştiriliyor. Bu aşamadan sonra menfez sayısı belli olduğuna göre menfez başına düzen hava debisi de çıkmış oluyor. V menfez = V toplam / Menfez_adedi olduğuna göre, Vmenfez = 5,000 m3/h / 6 Ad. ‘den V menfez = 835 m3/h ediyor.

Kanal tasarımı için bir başlangıç olan menfez yerleşiminden sonra sıra kanal bölümlerinin işaretlenmesine geliyor. Bu tarz bir koridora bakan mahaller için en güzel toplama yöntemi mümkün olduğu kadar az (ama yeter sayıda) menfezi bir araya toplayarak mümkün olan en kısa yoldan mahali terk etmektir. Bu sayede hava debileri toplanarak kabarmayacak bu sayede de mahal içerisinde yol alan kanal kesitleri makul ebatlarda kalacaktır.

Bu örneğimizde ben menfezlerin ikişer ikişer toplanarak mahali çevreleyen koridora çıkartılmasını uygun buldum. Kimi durumlarda bunun yerine tüm menfezleri toplayarak tek dağıtıcı kanal ile mahalden çıkılabilir. Bu durumda küçük kanal ebatlarında bir artış olacaktır pek tabi, ama bu imalat ve maliyet açısında bir çok küçük kanalın bir büyük kanalı karşa her zaman avantajlı olduğunu düşünürsek makuldür. Bu durumda kanal bölümleri şekildeki gibi oluşacaktır.

Şekilde görüldüğü üzere toplam 9 parçalı bir hattımız oluştu. Bu 9 parçadan 3 + 3 adedi standart ebatlarda geri kalan 3 adedi ise kanal kesiti ve basınç kaybı hesabından çıkacak uygun ebatlarda olacaktır. Bu tarz bir hatlandırma mantığı da görüldüğü üzere hem çizim ve hesap işlerinde hem de imalat ve maliyetlerde kolaylık ve uygunluk sağlayacaktır.

Arkadaşlar, bir sonraki yazımda bu plan üzerinde kanal kesitlerini bulacak ve kanal tasarımında dikkat edilmesi gereken diğer hususlara değineceğiz.

Hoşçakalın.