Klima etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Klima etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Şubat 2020 Cuma

Hastane Kliması : Filtre Seçimi

Merhaba arkadaşlar;

Bugün ülkemizde büyük yanlışlarla uygulana gelen ancak yeni yeni önemi kavranan Hastane Klimasında Filtre seçimi konusuna bir bakış yapacağız.

Bildiğiniz üzere Hastaneler sağlığını kaybetmiş, şifa arayan binlerce kişi ile dolup taşıyor. Kamu sağlığına direk etki eden salgınların önlenmesi ve bireysel sağlığın korunması için Hastane ortamlarının ilgili yüksek sağlık ve emniyet standartlarında işletilmesi gerekiyor.


Bu ortamlara harici patojen ve hastalık girişi yüksek yoğunlukda olduğundan ve yine tedavinin parçası olan sağlık çalışanlarının da yaşam kalitesi ve sağlıklarının korunabilmesi için Hastane ortamlarında çeşitli sınıflarda Hijyenlik sağlanmalıdır.

Kümülatif olarak bir hastanenin eksiksiz vazifesini yapabilmesi ve çeşitli sağlık risklerine maruz kalmaması için en baştan tasarım ve işletmenin ilgili standartlarda yapılması elzemdir. Bunun için hem temiz odalarda hem de mekanik tesisatta hijyen sağlanmalıdır.

Tüm hastane çeşitli sınıflarda olmakla beraber hijyen olmalıdır. Hastanenin hijyeninin sağlanabilmesi için uygun mimari tasarım ile tasarlanmalı, septik bölümlerin diğer yaşam alanları ile uygun sızdırmazlık ve basınç sınıfları ile ayrılması sağlanmalıdır.

Temiz odalarda ki klima sisteminin 365 gün çalışacağı düşünülürse uygun tasarlanmış bir hastane klima sisteminin makul işletme giderleri ile çalışacağıda açıktır. Hijyen bir ortam oluşturulurken hastane klimasının doğru tasarlanması yeterli bir unsur değildir. Mimari elemanların, yer kaplaması, aydınlatma gibi unsurlarında darbeler karşından mukavim seçilmesi, toz, bakteri ve mikro orgznizmaların üremesine fırsat vermeyecek seçilde seçilmesi uygun olur.


Hastane klimasında ki hijyenin bir numaralı adımı Filtrelerdir. Filtreler ortam havasında ki toz ve kirleticilerin tutulmasına yarayan hava temizleme aparatlarıdır. Havanın partiküllerden ayrılması için çeşitli fazlarda filtrelerden geçirilmelidir. buna göre Ön filtre, Hassas filtre, Son filtre ve Kirli hava atış filtresi olmak üzere çeşitli sınıflarda imal edilirler.

Verimleri ve kirletici yakalama kapasiteleri açısından da filtreleri 4 guruba ayırabiliriz. G sınıfı kaba filtreler, F sınıfı ince filtreler, H sınıfı yüksek verimli filtreler (HEPA) ve U sınıfı Ultra hassas hava filtreleri



Hastane kilmasında hepsi kullanılmakla beraber Ameliyathane, Temiz oda, Hasta hazırlık gibi kısımlarda HEPA ve ULPA sınıfı filtreler tercih edilir. Hepa filtrelerde verim %99.995'e kadar çıkabilmektedir. ULPA sınıfı filtrelerde ise %99.999995'e kadar verim alınabilir.



Bir daha ki yazımızda Hastane kilmasının diğer bileşenlerini inceliyeceğiz, görüşmek üzere hoşçakalın.

31 Ekim 2016 Pazartesi

Ürün İnceleme : Daikin’den Yeni İnverterli Su Soğutmalı Soğutma Grubu: VZ Serisi

 
Daikin’den Yeni İnverterli Su Soğutmalı Soğutma Grubu: VZ Serisi

Daikin, ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Daikin’in 92 yıllık uzmanlığı ile ürettiği su soğutmalı soğutma grubunun en yeni üyesi EWWD-VZ serisi, verimlilik değerlerini en üst seviyeye taşırken, enerji tüketiminde sağladığı avantaj ile de maliyetleri aşağıya çekiyor. Daikin EWWD-VZ su soğutmalı soğutma grupları, ısıl yük ihtiyaçlarının değişiklik gösterdiği, kısmi yük verimliliklerinin çok önemli olduğu endüstriyel ve ticari uygulamalarda hassas iklimlendirme yönetimi sağlıyor. Kapasite aralığı 450 kW ile 2100 kW (Eurovent koşullarına göre) arasında değişen Daikin EWWD-VZ soğutma grupları, yeni binalar ve yenileme projeleri için ideal çözüm olarak görülüyor.
 
Yatırım geri dönüş süresi kısaldı
 
Daikin tasarımlı inverterli vidalı kompresörlerde güç tüketimi, cihazın çalışma süresinin yüzde 97’sine karşılık gelen kısmi yüklerde önemli ölçüde düşürülmüştür (Eurovent). Non-Inverter Soğutma Gruplarına göre enerji tüketiminde, CO2 emisyonu ve işletme maliyetlerinde yüzde 25 avantaj sağlarken; yatırım geri dönüş süresini de 2 yılın altına çekiyor.
 
Yüksek verim sağlayan iyileştirmeler
 
Daikin EWWD-VZ serisinde, yeni nesil yüksek verimli flooded tip evaporatör ve tek geçişli kondenser dizaynı ile yüksek ısı transfer performansı elde ediliyor. Emiş ve deşarj hatları, soğutucu akışkan basınç düşüşlerinin minimize edilmesi için özel olarak tasarlanan EWWD-VZ serisi, basınç düşüşündeki iyileştirme, yoğuşma sıcaklığını düşürerek sistemin daha verimli çalışmasını sağlıyor. Daikin EWWD-VZ soğutma grupları minimum yüke tam inverter kapasite kontrolü ile inerken, bu özelliği sayesinde mekanik boşaltma yapan inverterli cihazlara göre daha yüksek verim sunuyor.
 
Yazının devamını okumak için lütfen [burayı] tıklayınız.
 
Kaynak : TesisatMarket Dergisi
 
 

19 Ekim 2016 Çarşamba

Klima Montajı Sırasında Uyulması Gereken Teknik Kurallar




Bu  isin uygulaması sırasında karşılaşılan sorunlar, çözüm yolları, doğru is yapma yöntemleri, kullanılan araç gereç ve pratik bilgilerden oluşan çok değerli bilgileri içeren yazılara gelecek sayılarımızda da yer vereceğiz.

Dübel ve vidalar:

İç ünitelerin askılanmasında kullanılan dübeller (40 kg a kadar olan) 6, 7, 8 mm çaplı plastik esaslı dübellerdir. Bizim bu kapasitelerde kullandığımız dübel 8 mm çapında ithal plastik dübellerdir. Bu kapasitelerde tek bir dübel dahi iç üniteyi taşımaya yeterken vibrasyonun en aza indirilebilmesi ve askı sacının duvara tamamen yaslanmasını sağlayabilmek amacı ile 46 adet dübel kullanılmalıdır. Dübel yerlerinin hazırlanmasında esas olan dübelin açılan oyuğun içerisine tatlı sıkı tabir edilen mümkün olan en az boşlukla yerleştirilmesidir. Dübelin daha sonra içine yerleştirilecek vidaya yapacağı baskı bu işleme bağlı olduğundan dübel çapında elmas uçlu matkap kullanılmalı ve uygun vida ile sabitleme işlemi yapılmalıdır. Dış ünitelerin askılanmasında kullanılan dübeller gene plastik esaslı özel dübeller olduğu gibi hem dış ünitelerde hem de tavana monte edilen profesyonel tip ağır iç ünitelerde çelik dübeller kullanılabilir. Bizim dış ünitelerin montajında kullandığımız plastik dübeller yine ithal malzemelerdir. Bu kadar basit bir malzemenin ithal olmasının nedeni dayanıklılığının yanı sıra vidaların çeşitli el aletleri ile sıkıldığında dübelin iç yüzeyinin bu baskıya dayanması esasıdır. Aksi takdirde vida boşa dönmeye başlayacak ve dübelin olumlu baskısı tersine işleyerek zamanla vidanın dışarıya doğru itilmesine neden olacaktır. Çelik dübellerde böyle bir risk olmamasına rağmen çelik dübelin ana gövdesinin betona yeterince girmemesi yada tuğla gibi dayanıksız zeminlere oturtulması; ya sıvayla beraber çelik dübelin takılan yerden düşmesine ya da tuğlanın kırılarak dübelin sıvaya takılmasına neden olur ki her iki halde de sabitleme işlemi geçersiz olur. Böyle durumlarda duvara saplama atmak ve duvann iç yüzeyinden çıkan saplamaya geniş pullar koyup çift somun ile kontra sıkma işlemi yapılmalıdır. Eğer mümkünse bu somunlar kaynak ile saplamaya sabitlenip kaynak yeri boyanmalıdır.

Delme Aletleri:

Delme aletleri; normal deliciler, darbeli deliciler, kınalı deliciler ve karot makinesi olarak adlandırılan sulu kesim yapan delici aletlerdir.
Normal deliciler tahta veya demir gibi yüzeylerde delik açma işlemlerinde kullanılır. Bu tip malzemelerde asla darbeli delik açma çalışması yapılmaz. Kullanılan matkapların uçları düzdür ve malzemenin kesilerek delinmesi esasına göre çalışırlar. Bu nedenle delme işlemi esnasında devri yükseltmek bir işe yaramaz. Tam tersine malzemenin özelliğine ve delik çapının büyüklüğüne göre belli devirlerin üzerine çıkıldığında kesme hızı aşılmış olacağından ancak oyma işlemi devam edebilir. Bu ise hedeflediğimiz delme işlemi değildir.

Yazının devamını okumak için lütfen [burayı] tıklayınız.

Kaynak : TesisatMarket dergisi.

6 Nisan 2012 Cuma

Isı Kazancı / Soğutma Yükü Hesabı V

Merhaba arkadaşlar, bugünkü yazımızda ısı kazancı hesabı yapmaya ve ısı yükü bulurken dikkat etmemiz gereken hususlara bir bakış yapmaya devam edeceğiz.


Tablo.7 'de çeşitli yönlerdeki değişik ağırlıklarda güneşe maruz ve gölgedeki koyu renkli duvarlara ait, günün çeşitli saatleri için Ate eşdeğer sıcaklık farkları gösterilmiştir. Tablo.8 'de farklı ağırlıktaki güneşe maruz ve gölgedeki koyu renkli çatılara ait, günün çeşitli saatlerindeki Ate eşdeğer sıcaklık farkları gösterilmiştir. Tablo.9 'da ise, farklı şartlardaki eşdeğer sıcaklıklara uygulanacak düzeltme değerleri verilmiştir.


Tablo.7 ve Tablo.8'de, 40°C kuzey enlem ve Temmuz ayındaki güneş ısısı, dış günlük sıcaklık farkı 11.1 °C, Maksimum dış sıcaklık farkı 35°C (KT) ve iç dizayn sıcaklığı 26.7 °C (KT) alınmıştır. Dış-iç sıcaklık farkı 8.3 °C 'dir. Duvar ve çatılar, absorptiviti katsayısı a=0.90 olmak üzere koyu renkli alınmıştır. Açık renkler için a=0.50, orta renkler için a=0.70 kabul edilmiştir. Zaman için güneş zamanı alınmıştır.


Yapı bileşeni malzemelerinin özgül ısısı yaklaşık 0.2 Kcal/kg°C (0.84 kJ/kg°C) alınmıştır. Tipik duvar ve çatıların ısıl kapasitelerinin, birim ağırlıkları ile orantılı olduğu kabul edilerek enterpolasyon kolaylığı sağlanmıştır.
Tablo.7 ve Tablo.8 'den alınacak eşdeğer sıcaklık farkları, duvar ve çatı toplam alanları ile çarpılarak, yaz süresince geçen ısı kazancı bulunur.


Q = A x K x Ate tip denklemi ile ısı kazancı bulunur.


Bu bağıntıda ;


A ; Duvar veya çatının alanı (m2)
K ; Duvar veya çatıya ait toplam ısı geçirme katsayısıdır, Watt/m2 Ate ; Duvar ve çatıya ait Tablo.7 ve
Tablo.8 'den alınan eşdeğer sıcaklık farkları (°C).


Tablo.7 ve Tablo 8 aşağıda dikkanize sunulmuştur.

Tablo7. Güneşe maruz ve gölgedeki koyu renkli duvarlara ait ısı kazançlarının hesaplanabilmesi için (Ate) eşdeğer sıcaklık farkları.
(KT), dış hava sıcaklığı 35 °C (KT), günlük sıcaklık farkı 11.1 °C, 24 saatlik sürekli işletme. Temmuz ayı ve 40° Kuzey enlem esas alınmıştır.)

 


Tablo.8. Güneşe maruz ve gölgedeki koyu renkli çatılara ait ısı kazançlarının hesaplanabilmesi için (Ate) eşdeğer sıcaklık farkları °C.
(iç oda 26.7 °C (KT), dış hava sıcaklığı 35 °C (KT). günlük sıcaklık farkı 11.1 °C, 24 saatlik sürekli işletme. Temmuz ayı ve 40° Kuzey enlem esas alınmıştır.)

Bir daha ki yazıda buluşmak üzere, hoşcakalın..

8 Aralık 2011 Perşembe

Güneş Radyasyonu Yükleri..

Merhaba Arkadaşlar;

Daha önceki yazımızda Isı kazancı / Soğutma Yükü hesaplarında eşdeğer sıcaklık farkı nasıl hesaplanır konusuna değinmiş ve küçük bir örnekle konuya açıklık getirmiştik. Bugünkü yazımızda Güneş Radyasyonu yükünü ele alacağız.

Dünya atmosferinin dışında, güneş ışınlarına dik bir şekilde tutulan düz bir yüzey üzerine gelen güneş radyasyonu yaklaşık olarak 1390 W/m2 düzeyindedir. Bu şiddetteki radyasyon, dünya atmosferini geçerken, atmosferde mevcut toz, duman ve nem tarafından dağılıma uğrar ve aynı zamanda da radyasyonun bir kısmı mevcut cisimler, asılı su buharı, ozon ve karbondioksit tarafından da radyasyonun bir kısmı yutulur. Bu durumda dünya üzerinde konumu devamlı değiştirilerek daima güneş ışınlarına dik tutulan bir yüzeyle aynı ölçüm yapılmış olsa 1390 W/m2 değerinin çok altında bir değer bulunur. Bulunan değerin ölçüm yapılan atmosferin berrak ve kirli olması ile çok yakından ilgisi vardır. Bu yüzden atmosfer için bir kirlilik faktörü tanımlanmıştır.

Normal olarak büyük şehirlerde atmosferin kirlilik derecesi T=4.5; açık arazilerde T=3.5, Yüksek dağlarda T=2.5 civarındadır. Buralardaki radyasyon şiddetleri ise sırası ile 800,900 ve 1000 W/m2 düzeyindedir. Endüstri bölgelerinde T kirlilik faktörü, 6 ile 8 düzeyine kadar yükselmektedir.

Atmosfere giren güneş radyasyonunun bir kısmı atmosfer içinde dağılır ve enerjisinin bir kısmını kaybeder. Bir kısmı dünyaya ulaşarak üzerinde yansır ve yansıyan kısmı yine atmosfer tarafından tutulur. Atmosfer tarafından tutulan radyasyon uzay veya yaygın radyasyon olarak adlandırılır. Atmosferdeki dağılmanın sonucunda atmosferin kendisi tarafından iletilen bu radyasyon her yönde ve daima mevcuttur. Direkt güneş radyasyonu bulut veya bir yapı tarafından engellendiğinde bir gölge alanı oluşur ve bu alanda güneş radyasyonu etkisi ortadan kalkar. Buna karşılık uzay radyasyonu, ister güneş olsun isterse gölge olsun her zaman mevcuttur.

Uzay radyasyonunun şiddeti; yüzeyin yönüne, aylara ve günün saatlerine göre değişir. Yeryüzünde bulunan her yüzey uzay (yaygın) ve direkt güneş radyasyonun etkisi altında olup bu iki radyasyonun toplamına maruzdur. Toplam radyasyonu aşağıdaki bağıntılar ile bulabiliriz.

ID = K x IDn

It = ID + Id

Bu bağıntıda;

ID ; Direkt güneş radyasyonu, W/m2
IDn ; Güneş ışınlarına dik yüzeydeki direk güneş radyasyonu, W/m2
Id ; Uzay (yaygın) radyasyon, W/m2
It; Toplam radyasyon, W/m2
K ; θ izdüşüm açısının kosinisüdür

Yatay yüzeyler için K değeri, güneş yükseklik açısının sinisüne eşittir.

K = cosθ= sinβ 'dir.

Düşey duvarlar için ise K; güneş yükseklik açısı p ve duvar güneş azimutu y 'nın bir fonksiyonudur.

K = cosθ= cosβ x cosγ

Bir dahaki yazıda görüşmek üzere, hoşcakalın..

30 Kasım 2011 Çarşamba

Soğutma Yükü Yazılımları..

Merhaba arkadaşlar;

Ülkemizde standartlaşma eksikliklerinden belki en muzadarip sektör biziz, Türk mekanik tesisat dünyası malesef bir standart ve uygulama fakiri olarak bir heyula gibi karşımızda dikiliyor, bunun sebebi nedir, bu sebebi ortadan kaldırırsak insanımız muasır medeniyetler seviyesine uygun davranır mı yoksa yine en ucuzu tercih ederek aslında kaderine doğru bir adım daha mı atar.

Arkadaşlar, devlet büyüklerimizin çok sevdiği bir terane vardır, Türkler tarihte en çok devlet kuran millettir diye, aslında duyunca insan önce bir heyecanlanıyor, vay anasına kıvamına geliyor, ilk şaşkınlığı attıktan sonra e hani bu kadar devlet diye sağına soluna bakınıyor, arkadaşlar devlet büyüklerinin bu lafı sevmesindeki yegane mantık, siz halk olarak gününüzü gün edin, derdi tasayı unutun, bu devlette yıkılırsa nasolsa yenisi kurulur, siz elinizi taşın altına sokmayın, etliye sütlüye karışmayın, harvurup harman savurun deniyor. Eh bu durumda yurdum insanı ne yapacak sormıyacak soruşturmıyacak, ben neden fakir cahil kalıyorum demiyecek, okumuşundan okumamışına kadar uygar olmanın gerektirdiği toplumsal duyarlılıkları göstermiyecek, sıraya bile girmeye tenezzül etmiyecektir. Nasolsa buda yıkılırsa yenisi kurulur.

Evet, biraz uzun kaçan girizgahtan sonra Soğutma Yükü yazılımları ile ilgili sizleri bilgilendirmek ve bilinçlendirmek istiyorum.

Arkadaşlar soğutma yükü analizi neden ısı kaybı analizinden daha önemli ve detaylı irdeleniyor dediğinizi duyar gibiyim, oluşan soğutma yüklerini ortamdan uzaklaştırmak ve gerekli konfor değerlerini elde etmek yaz sezonunda, kış sezonundan daha zor ve maliyetlidir. Soğutma yükünü bertaraf edicek akışkanların ısı transfer kabiliyetleri daha az ve kullanılan cihazlar daha pahalı olduğu için soğutma yükleri çok daha detaylı irdelenmek ve hata toleransı en az şekilde bulunmak zorundadır. Öyle olmayasaydı ASHRAE’de fundamentallerinde sokaktaki elektrik direğinden bir kanca marifeti ile kaçak eletrik alın ve binanın betonarme etriyelerine bağlıyarak binanızı ısıtın/soğutun derdi. Bunun yerine neredeyse 1965’li yıllardan başlıyarak çeşitli çalışmalar, yöntemler geliştirildi ve binlerce kişinin emeği ile tablolar, kat sayılar, hesap yöntemleri vücuda getirildi.

Bu yöntemlerin başında

Eşdeğer sıcaklık farkı yöntemi
Geçiş fonksiyonu yöntemi
CLTD/SCL/CLF yöntemi (adı öyle uzun ve kullanılan yöntem açısından TR’ye uygun değil)
Isı dengesi yöntemi
Işınım zaman serisi yöntemi

sayılabilir.

Ülkemizde ısı yükü hesaplarında da halen bir karmaşa, mal sahibi, yüklenici ve taşeronlar arasında bir mutabakat sağlanamamış durumda. Mal sahibi çeşitli üfürmeler sonucunda bilgi sahibi olmadığı konularda fikir sahibi olarak sektörde uygulama imkanı bulmayan yöntemleri talep etmekte. Yüklenici taşın altına elini sokmak istemediği için hangi standartta olursa olsun işin çabuk bitmesine vesile olacak her türlü bilgiyi kabul etmeye hazır. Taşeronlar ise ellerindeki entürümanlar ne ise o nun iş için en uygun olduğunu düşünen bir yapıda.

Yukarıda zikredilen hesap yöntemlerinin birbirlerine üstünlükleri veya eksiklikleri olabilir. Bu farklar tabiki standartların geliştirildiği ülke için değil, uygulamaya çalışan ülkeler içindir.

Arkadaşlar, yukarıda bahsi geçen hesap yöntemlerinin çoğu, YAPI KODLARI dediğimiz ve bundan seneler önce bir disiplin altına alınan imalatlara atıf yapılan çeşitli bilgiler istemektedir. Bu imalatlar ülkemizde bir standart altına alınamadığı ve uzun sürede alınamıyacağı aşikar olduğu için çoğu hesap yöntemi ülkemiz için geçerliliğini yitirmektedir. Bu hesap yöntemlerinden sadece Eş değer sıcaklık farkı (TETD/TA) yöntemi kulandığı bilgilerin çeşitlendirilebilmesi açısından TÜRKİYE’YE EN UYGUN HESAP YÖNTEMİDİR. Bulunan sonuçlar tüm hesap yöntemlerinde aynı olmakla beraber, kullanılan bilgilerin içeriği en çok adapte edilebilen tercih edilmelidir.

Bildiğiniz gibi MTH – Mekanik Tesisat Hesapları Yazılımı’nın bir modülü olan MTH için Isı Yükü Hesabı yazılımı 1994 senesinden beri piyasalara hizmet vermektedir. Yaşayan bir yazılım olan MTH ar-ge ve idamesi firmamız tarafında 365’gün mantığı ile yapılmaktadır. Sizlerin istekleri ve destekleri ile daha iyi yerlere gelmesini planladığımız ulusal yazılımımız MTH’a sektörce sahip çıkılmalıdır. MMO, TTMD, vb. kurumların bu konuda extra gayretlerini görmeyi çok istiyoruz. Eğer sizde Soğutma yükü hesabı yapmak için bir yazılım arıyorsanız ve Türkiye şartlarına %100 uyumlu ve Dünya standartlarına atıf yapan bir yazılım olan MTH’ı tercih edebilirsiniz.

Bir dahaki yazımızda buluşmak üzere, hoşcakalın..

22 Kasım 2011 Salı

AutoCAD üzerinde Kanal Tasarım Esasları..

Merhaba,

Bu yazımdan itibaren AutoCAD üzerinde kanal tasarım usullerini ve gerçek mimari planlar üzerindeki çizim uygulamalarını inceleyeceğiz. Kanal çizimi için en az bilmemiz gerekenler menfezlerin yerleri, menfez bilgileri, kanal güzergahı ve kanal kesitleridir. Bunların dışındaki tüm veriler çizim işlerini kolaylaştırıcı ama çok da şart olmayan bilgilerdir.

Yukarıda saydığım kanal çizimi için olmazsa olmaz bilgileri biraz açmak gerekirse. Menfez yerleri, genellikle üzerine çizim yapacağımız mimari paftada işaretlenmemiş olsa da dikkate almamız gereken asma tavan karolajı ve aydınlatma armatürleri yerleşimidir. Menfezlerimizi yerleştirmeden önce mahalin toplam menfez hava debisini hesaplardan öğrenmemiz gerekiyor, bu tarz hesapları yapabilmenin en kolay yolu bizce MTH için Isı yükü Hesabı yazılımıdır. Bu yazılım ile ilgili detaylı bilgiye www.antmekanik.com web adresinden ulaşabilirsiniz. Ezcümle bu tarz hesaplardan çıkacak mahal ısı kaybı ve ısı kazancı bilgileri mahalin klimatize edilmesi için gerekli hava debilerine dönüştürülüyor. Tüm plan üzerinde basit bir mahal etiketi bloğu kullanarak bu bilgileri çizimimize yerleştirelim.

Şekilde görüldüğü üzere Klasik bir mahal etiketi formatına küçük katkılar yaparak daha fazla bilgi taşımasını sağlayabiliriz. Bu aşamadan sonra ortamın kaç menfez ile şartlandırılacağına karar veriyoruz. Bu kısımda menfezlerin atış hızları, atış mesafeleri ve mahal içerisindeki yerleşim önem kazanıyor. Menfez yerleşimlerinde altın kural bütün menfezlerin kendi aralarında ve duvar ile mesafelerinde bir oran gözetilmesidir. Bu sayede menfezlerin mahale yerleşimleri hem daha homojen olacak hem de mahal içerisindeki hava kalitesinde bir dalgalanma olmayacaktır. Menfez yerleşimi de tıpkı yangınla mücadele için kullanılan sprinkler sistemi gibi belli oranlar ile mesafelendirelebilir. Bu mesafelendirmeyi yapmak için basit bir düz çizgi üzerinde işaretlenecek standart nokta sayısı teoremini kullanabiliriz. Bunu için aşağıdaki grafik size yardımcı olacaktır.

Şekilde görüldüğü gibi bir çizgi üzerine 3 Ad. Nokta işaretlemek istediğimizde benzer düzeneği kullanabiliriz. Bu çizim düzeneği menfezler ve sprinkler gibi güzergahı ve adedi belli olan tüm objelerin çizime yerleştirilmesinde kullanılabilir.

Kendi mimari plan çizimimiz üzerine dönersek. Bahsi geçen mahal için toplam hava debisinin Vtoplam : 5,000 m3/h olduğunu görüyoruz. Bu durumda hem mahal geometrisini göz önünde bulundurarak hem de menfez başına düşen hava debisinin makul bir seviyede kalmasını düşünerek 6 Ad. Menfez yerleştirmeyi uygun buldum. Biraz önceki menfez yerleşim teorisini kullanarak 6 Ad. Menfezi şekildeki gibi çizime yerleştiriyoruz.

Çizim üzerinde görüldüğü gibi menfezlerin mahal içerisine yerleşimi gayet muntazam ve gözü yormayacak şekilde zaten tekniğin en olmazlarında biriside estetiktir. Üniversite hocalarımızdan Sn. Prof.Dr. Salim Özçelebi hocamızın da bizlere hep söylediği gibi mühendislikte bir sanattır, önemli olan bu sanatı gereği gibi icra edebilmektir. Kendisinin de kulağını çınlatmış olayım. Evet menfez yerleşimine dönecek olursak görüldüğü üzere menfezler tam bir görsel uyum içerisinde mahal içerisine yerleştiriliyor. Bu aşamadan sonra menfez sayısı belli olduğuna göre menfez başına düzen hava debisi de çıkmış oluyor. V menfez = V toplam / Menfez_adedi olduğuna göre, Vmenfez = 5,000 m3/h / 6 Ad. ‘den V menfez = 835 m3/h ediyor.

Kanal tasarımı için bir başlangıç olan menfez yerleşiminden sonra sıra kanal bölümlerinin işaretlenmesine geliyor. Bu tarz bir koridora bakan mahaller için en güzel toplama yöntemi mümkün olduğu kadar az (ama yeter sayıda) menfezi bir araya toplayarak mümkün olan en kısa yoldan mahali terk etmektir. Bu sayede hava debileri toplanarak kabarmayacak bu sayede de mahal içerisinde yol alan kanal kesitleri makul ebatlarda kalacaktır.

Bu örneğimizde ben menfezlerin ikişer ikişer toplanarak mahali çevreleyen koridora çıkartılmasını uygun buldum. Kimi durumlarda bunun yerine tüm menfezleri toplayarak tek dağıtıcı kanal ile mahalden çıkılabilir. Bu durumda küçük kanal ebatlarında bir artış olacaktır pek tabi, ama bu imalat ve maliyet açısında bir çok küçük kanalın bir büyük kanalı karşa her zaman avantajlı olduğunu düşünürsek makuldür. Bu durumda kanal bölümleri şekildeki gibi oluşacaktır.

Şekilde görüldüğü üzere toplam 9 parçalı bir hattımız oluştu. Bu 9 parçadan 3 + 3 adedi standart ebatlarda geri kalan 3 adedi ise kanal kesiti ve basınç kaybı hesabından çıkacak uygun ebatlarda olacaktır. Bu tarz bir hatlandırma mantığı da görüldüğü üzere hem çizim ve hesap işlerinde hem de imalat ve maliyetlerde kolaylık ve uygunluk sağlayacaktır.

Arkadaşlar, bir sonraki yazımda bu plan üzerinde kanal kesitlerini bulacak ve kanal tasarımında dikkat edilmesi gereken diğer hususlara değineceğiz.

Hoşçakalın.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Psikrometri’de Nemlendirme..

Merhaba arkadaşlar,

Daha önceki yazılarımızda psikrometrik diagramın ve üzerindeki proseslerin nasıl oluşturulacağına dair sizleri bilgilendirmeye çalışmış ve psikrometri konusunun klimatizasyonun temel direği olduğunu belirtmiştim. İşte burdan hareketle Psikrometride nemlendirme konusunu biraz daha açmak gerektiğine karar verdim. Biliyorsunuz nemlendirme işlemi istediğimiz ortam kalitesinin yaratılmasında son derece önemli bir rol üstleniyor, bunun yanında ortama getirdiği gizli ısılar nedeni ile ısıtma proseslerinde ve hassas kontrollü sistemlerde tercih ediliyor. Soğutma proseslerinde karşımıza çıkan yoğuşma vasıtasıtası ile nem alma işlemi ısıtma proseslerinde gizli ısı artışı olarak kendini gösteriyor.

Proses içerisinde veya proses sonunda oluşacak şartlanmış havaya ortam içerisinde nemlendirme uygulanabilir, bizim bugün irdeliyeceğimiz kısım cihaz içerisinde, sulu ve su buharlı nemlendirme olacak. Sulu nemlendirme sistemlerinde nem klima santrallerindeki özel bir nemlendirici hücre içerisinde suyun atomize (çok küçük su damlacıkları) haline getirilip hava içerisine karıştırılması ile elde edilir. Bu sistem su püskürtmeli nemlendirici (hava yıkayıcı), havayı yönlendiren deşektör, havuz, su sirkülasyonu ve püskürtme sistemi (pompa, yatay-düşey borular, püskürtme memeleri), sürüklenen su damlalarını havadan ayıran seperatör ve sızdırmaz kontrol kapağını içermeklidir. Buharlı nemlendirme, kendinden buhar üreten tam otomatik elektrikli buharlı nemlendirici yardımıyla yapılmaktadır. Nemlendiricinin buhar püskürtme nozulu klima santralı nemlendirme hücresi içine veya besleme havası kanalına uygun şekilde yerleştirilmelidir.

Kullanılan nemlendirici sağlığa zarar vermemelidir. Kullanılan nemlendiricinin suyundaki bakteri konsantrasyonu sağlığa zarar vermeyecek oranda olmalıdır. Eğer suyun içindeki bakteri oranı tehlikeli olacak derecede tahmin ediliyorsa, su kalitesi kontrol edilmelidir. Hastalığa neden olmayan bakteriler için nemlendirici suyun içindeki bakteri konsantrasyonu 10.000. cfu/ml geçmemelidir. Ancak, 1000 cfu/ml’den yüksek konsantrasyonlarda ise, nemlendirici suyu kontrol edilmeli ve temizlenmelidir. Nemlendiricinin bakımı ve kontrolü için sorumlu atanmalı ve yapılan ölçümler kayıt edilmelidir. Bu doğrultuda üretici tarafından servis ve bakım kılavuzu hazırlanmalı ve kullanıcıya verilmelidir. Nemlendiricinin temizlenme ve servis periyotları kullanıcı tarafından belirlenmelidir. Sirkülasyonlu nemlendiricilerde suyun içinde biriken bakteriler, pas ve biriken partiküllerin azaltılması için temiz suyun ilave edilmesi yerine, havuzdaki suyun tamamen boşaltılması ve yeniden temiz su doldurulması tavsiye edilmektedir. Temizlik işlemlerinden sonra nemlendirici dezenfekte edilebilir ancak, dezenfektasyon malzemesi nemlendirme prosesine ve dolayısı ile iç ortamın havasına karışmamalıdır

İstenilen konfor şarları ve santral içindeki hava debileri belli olduğundan ortama gönderilmesi gereken suyun veya buharın debisi rahatlıkla hesaplanabilir.

Yukarıdaki sistemi temsil etmek üzere kütle ve nem bağıntıları aşağıdaki gibi çıkartılabilir.

Bulunur. Psikrometrik diagramda bu bağlantı; olaydaki değişimin, havanın cihaza giriş noktasında itibaren doyma eğrisine doğru doğrusal bir değişim gösterdiğini vermektedir. Bu doğrunun nemide püstürtülen suyun veya buharın hw antalpisine eşittir.

MTH için Psikrometrik diagramda küçük bir örnek ile verilecek su miktarının h (kg/h) nasıl hesaplandığını rahatlıkla anlıyabiliriz.

Kuru hava kütlesi 100 kg/dk, kuru termo metre sıcaklığı 20 C ve yaş termometre sıcaklığı 8 C olan hava şekil.1 deki bir cihaza benzer bir tesisatta, 100 C sıcaklıktaki doymuş buhar ile nemlendiriliyor. Nemlendirici çıkışındaki havanın çiğ noktasının 13 C olması istendiğine göre bu işlem için gerekli buhar debisini bulalım.

Buna göre 1 nolu noktanın antalpisi hg = 2691 kj/kg olduğundan psikrometrik diagramda 1 ile 2 noktası arasındaki doğrunun eğimi için

     dh

------------------ = 2.691 kj/kg

     dW

yazılabilir. Bu eğimdeki doğru psikrometrik diagramdaki yarım daire şeklindeki cetvelden işaretlenir ve havanın nemlendirici cihaza giriş sıcsaklığı olan 1 noktasından bu doğruya paralel bir doğru çizilir. Bu doğru çiz noktası sıcaklığı 13 C olan 2 noktasına doğru uzatılır. Bu işlem için gerekli olan buhar miktarı ile giriş ve çıkıştaki özgül nemler yardımı ile bulunabilir.

Mw = ma x (W2-W1) = 45.6 kg/h

Bir dahaki yazımızda ortam içinde nemlendirme konusuna değineceğiz. Hoşçakalın..

26 Ekim 2011 Çarşamba

Psikrometri VI – The End…

Merhaba;

AutoCAD üzerinde mekanik tesisat bilgileri vermeye çalıştığım yazılarımda, bugün sizlerle psikrometri üzerine hazırladığım yazı dizimin sonuncusu ile beraberiz. Psikrometrik diagram ve proses bilgileri tabiki 6 yazılık bir anlatımla üzerinde kompedan olunacak bir husus değil, devamlı çalışma, kendini geliştirme ve öğrenme azmi gerektiren çok detaylı bir konu. Sadece diagramın yapısını anlamak bile özel ilgi alaka gerektiriyor. Bunun yanında benim hazırladığım yazılar bu engin ummana nerden dalış yapmanız gerektiğine işaret ediyor. Naçizane yazılarımı bir ulemadan fetva alır gibi değil, uzmanlaşmak istediğiniz konuya bir giriş bileti olarak düşününüz.

Toparlayacak olursak, bundan önceki tüm psikrometri yazılarımı diagram ortamını tanıma ve örnek bir soğutma prosesine giriş olarak özetliyebiliriz. Örnek soğutma prosesimizi bugün bitirip, burdan çıkan değerler ile örnek bir ısıtma proseside tasarlıyacağız.

Klima santralinin belkide en önemli parçalarından olan batarya kapasitesi ve fan debisinin bulunması işlemlerini bu yazımızda irdeleyip, ısıtma prosesi ile ilgili çözümüde yine bu yazımızda ele alacağız.

Daha önce oluşturduğumuz örnek üzerinden devam edersek, ASHRAE’nin tavsiye ettiği standart atmosfer hesap yöntemine göre batarya kapasitesi için aşağıdaki formülü kullanabiliriz.

GTH = (RSH + OASH) + (RLH + OALH)

Bu formülde;

GTH : Grand total heat / Büyük toplam ısı (Watt)

RSH : Room sensable heat / Oda duyulur ısısı (Watt)

RLH : Room latent heat / Oda gizli ısısı (Watt)

OASH : Outdoor air sensable heat / Dış hava duyulur ısısı (Watt)

OALH : Outdoor air latent heat / Dış hava gizli ısısı (Watt)

Yine formülde adı geçen değerleri bulmak için;

RSH = Isı kazancı hesabından gelecek sayısal değer (Watt)

RLH = Isı kazancı hesabından gelecek sayısal değer (Watt)

Bu değerleri bulmak için en basit hesap yöntemi MTH için Isı Yükü Hesabı dır.

Bu formül ile dış hava duyulur ısısını bulunur. Soğutma uygulamalarında taze havanın etkisi ile şartlandırılacak ortamda meydana gelen duyulur ısı artışını hesaplamak için kullanılır. Dış havanın kuru termometre sıcaklığı to, iç havanın kutu termometre sıcaklığı ise tr ile ifade edilir. Aşağıdaki formülde cp; havanın ısınma ısıdır. Kj cinsinden Cp =1+1.805*W bağıntısı ile hesaplanabilir. W; kg/kg cinsinden nem miktarıdır. Komut nokta özelliklerine göre ısınma ısısını kendisi hesaplar.

Bu formül ile dış hava gizli ısısını bulunur. Klima uygulamalarında dışarıdan alınan havanın (Taze hava) Ortamda meydana getirmiş olduğu gizli ısı artışını hesaplamak için kullanılır. Wr, iç havanın nem miktarını, Wo ise dış havanın nem miktarını ifade eder. Hfg, hava içindeki su buharının buharlaşma gizli ısısıdır. Sıcaklıkla artış gösterir. (Ma)h ise taze hava debisinin, kütlesel ifade edilmiş şeklidir. Hacimsel debinin hava sıcaklığındaki hava hacmine bölünmesi ile bulunabilir.

Örneğimizi sayısal değerler üzerinden işletirsek;

RSH = 25,000 (watt)

RLH = 8,500 (watt)

OASH = 7,200 (watt)

OALH = 10,700 (watt)

Batarya kapasitesi ise GTH = 51,400 (Watt), bulunur.

Bu aşamadan sonra sıra sevk havası debisinin Vsa (m3/h) bulunmasına gelecektir.

Yine sevk havası debisinin bulunması için ASHRAE’nin tavsiye ettiği standart atmosfer hesap yönteminde geçen bir iki farklı formülü burda konu alacağız. Formüller farklı olsada buldukları sonuç aynı olacaktır, aradaki fark bizim bu formülleri kullanırken bildiğimiz hesap değerlerinin farklı olabileceğidir. Kimi zaman elimizde ERSH, kimi zaman elimizde tadp veya kimi zaman elimizde tsa gibi değişik hesap bilgileri bulunabilir, Sahip olduğumuz bilgiler hangi formüle uygun ise o formülü kullanarak sonuca gidiyoruz.

Bu formül ile Sevk havası debisi bulunurr. İç hava sıcaklığı (trm) ve cihaz çiğ noktası sıcaklığından (tcçn) faydalanılır.

Bu formül ile Sevk havası debisi bulunur. İç hava(trm), sevk havası sıcaklığını (tsa) kullanır. Cihaz çiğ noktası sıcaklığının verilmediği durumlarda tercih edilebilir.

Bu formül Özellikle ısıtma proseslerinde sevk havası debisini bulur. Sevk havası sıcaklığının belirli bir derecede tutulması istenildiği durumlarda sevk havası debisinin saptanması için tercih edilmelidir.

Buna göre örnek prosesimiz için sayısal değerleri işlettiğimizde Vsa = 4,900 m3/h değerine ulaşabiliyoruz. Sonuç olarak klima santrali üreticisine/satıcısına elimizdeki doneleri ulaştırdığımız anda bizim projemize ve sayısal değerlerimize en uygun klima santrali seçilmiş oluyor.

Elimizdeki taze hava, fan debisi, vb. bilgilerden yola çıkarak aynı klima santralinin ısıtma sezonunda da görev yapması için gerekli olan proje değerlerine kolaylıkla ulaşabiliri. Elimizdeki doneleri kullanarak MTH için Psikrometrik Diagram yazılımında hazır onlarca proses makrosundan elimizdeki verilere en uygun prosesi bulup işaretliyor ve gerekli doneleri giriyoruz.

Şekilde görüldüğü gibi, öncelikle hazır proselerden bir tanesini seçerek, yazılımın bizden istediği projemizle ilgili genel bilgileri yazıyoruz. Bu bilgilerin tümü projenin tasarlanması ve çözülmesi için gereken minumum elzem bilgilerdir. Bunlardan herhangi birini bilmiyorsanız, o proses çözülemez demek oluyor. Dış hava miktarı ve sevk havası miktarı biraz önceki örnek soğutma prosesimizde bulunmuştu. Isı kaybı değerini ise MTH için Isı kaybı hesabı yazılımı ile çok kolay bir şekilde bulabiliriz. Bu aşamadan sonra UYGULA tuşu ile gerekli makro işletilir ve 1-2 saniye içinde ısıtma prosesimiz çözülmüş olur.

Şekilde görüldüğü üzere yazılım bir ön ısıcılı ve nemlendiricili proses çizimi gerçekleştirdi.

Sevgili Arkadaşlar,

Yazılarımda belirttiğim gibi mekanik tesisat, özellikle ısı proses konuları, zaman içerisinde edinilecek tecrübelerin ve öğrenilen çözüm yöntemlerinin önem kazandığı bir meslek dalı, şimdilik 6 yazı ile ele aldığımız psikrometrik işlemler fakültelerde 4 yıl boyunca öğretiliyor, bunun yanında insanın işine yaramıyacağına inandığı bilgiyi almakta gösterdiği direnç ile maalesef derinlere inilmeden, konunun özü anlaşılmadan da öğrenci arkadaşlarımız mezun ediliyor. TesisatGuncesi.com blog sitesinde bu işlere yeni başlıyacak, veya uzun zamandır bu işler ile ilgilenen ama daha pratik çözüm yöntemleri arıyanlar için hazırladığımız yazılarımız hız kesmeden devam ediyor, tabiki zaman içerisinde psikrometrik konusuna bir geri dönüş yapabilir, bunda sizin istekleriniz ve sorularınızda önemli rol oynayacak. Daha önceki yazılarımızda gördüğümüz, bu olmamış, bu yanlış, bu böyler değil türünden işe yaramayan yaklaşımlar ve yorumlar yerine, bu bilgilere susamış arkadaşlarımıza yardımda bulunmak isterseniz sizi de yazarlarımız arasında görmekten onur duyarız.

Görüşmek üzere..

27 Eylül 2011 Salı

By-Pass Oranları..

Merhaba arkadaşlar;

Merkezi sistem klima satrallerinde yüksek debili sevk havasını şartlandırmak ve istenilen konfor şartlarında tutabilmek için soğutma yükünün dikkatlice analiz edilmesi ve klima cihazının projeye uygun seçilmesi esastır. Uygulamada sistem üzerinde tam kontrolü sağlamak için her zaman diğer karışım ve kontrol aparatları sistemde techiz edilir, pik yükün değişmesi, dizayn değerlerinin gün içindeki dış ortam şartlarına uymaması, vb bir çok nedenden ötürü otomatik kontrol ve bina yönetim sistemleri projeye eklenmelidir. Bunun yanında klima satrallerinin etkin olarak tam istenilen şartlarda çalışması için elimizdeki en etkin enstürüman by-pass faktörüdür. Kabaca serpantinden şartlanmadan geçen hava olarak tanımlıyabileceğimiz by-pass havası, havanın projelendirilmiş santralden çıkış noktasına ulaşılabilmesi için göz önünde bulundurulmalıdır.

Çeşitli uygulamalar için tercih edilebilecek by-pass faktörü aşağıda dikkatinize sunulmuştur.

Konutlar : 0.3 ile 0.5
Küçük mağazalar : 0.2 ile 0.3
Alışveriş merkezleri : 0.1 ile 0.2
Fabrikalar : 0.05 ile 0.1
Hastane ameliyat odaları : 0 ile 0.1

Oranlardan anlaşılacağı üzere ortama gönderilecek sevk havası noktasının en hassas şekilde belirlenmesinde düşük by-pass oranlarını tercih etmek daha uygun olacaktır.

MTH için psikrometrik diagram yazılımında by-pass oranı kullanıcıya sunularak daha hassas bir hesap yapılması sağlanıyor. 16 çeşit hazır proses içinden seçeceğiniz projenize uygun prosesler içerisinde by-pass oranının değişiminin sevk havası sıcaklığı üzerindeki etkisi aşağıdaki proseslerde açıkca görülüyor.


Şekil.1 by-pass oranı 0.1


Şekil.2 by-pass oranı 0.2

Birdahaki yazıda görüşmek üzere…

31 Mayıs 2011 Salı

Psikrometride Tekrar Isıtma (Re-Heat)..

Merhaba arkadaşlar;

 

Bugünkü yazımızda psikrometrik işlemlerde tekrar ısıtma konusuna göz atacağız, özellikle yüksek gizli ısı içeren restoran,bar,disco gibi uygulamalarda karşımıza çıklabilecek bu uygulama çeşidinin hangi safhalar ile gerçekleştirildiğini, küçük bir örnek eşliğinde sizlere aktarmaya çalışacağım.

Proses üzerinde tespit edilen cihaz çiğ noktası sıcaklığındaki artış oda sıcaklığındaki azalma ile kendini gösterir. Ortam sıcaklığı düştüğü zaman ortamdaki duyulur ısı kazancı artacaktır. (Sıcaklık farkı artışından dolayı). Oda duyulur ısı oranının sabit olduğunu kabul edersek, oda sıcaklığındaki azalma cihaz çiğ noktası sıcaklığı ile iç hava sıcaklığının birbirine yaklaşması sonucunu doğuracaktır. Bu da sevk havası sıcaklığı (ortama üflee havanın sıcaklığı) ile iç hava sıcaklığı arasındaki sıcaklık farkının düşmesi demektir. Düşük sıcaklık farkında sevk edilen hava miktarındaki artış kaçınılmazdır.

Pratik uygulamalarda karşımıza çıkan başka bir sorun ise cihazın çalışma sıcaklıklarının (serpantin giriş ve çıkış sıcaklıkları) hesap sonucunda bulunan cihaz çiğ noktası sıcaklığını tutmaması durumudur. Bunu içindir ki teorik uygulamalarda cihaz çiğ noktası sıcaklığının su giriş ve çıkış sıcaklıkları arasında kalması istenir.

Cihaz çiğ noktası sıcaklığının düşük olması halinde sevk havası miktarı azalacaktır. Ortam ile üflenen hava arasındaki sıcaklık farkı artacağından konfor uygulamalarında ortamdaki insanlarda rahatsızlıklar meydana gelecektir. Zaman zaman endüstriyel uygulamalarda da düşük veya yüksek sıcaklık farkı sorun çıkartabilir. Düşük sıcaklıktaki cihaz çiğ noktasının başka bir etkisi de pahalı cihaz seçimi gerektirmesidir. Bunun yanısıra düşük cihaz çiğ noktası sıcaklığı olması büyük yüzeyli serpantin ihtiyacını ortadan kaldırır.

Düşük ve yüksek cihaz çiğ noktası seçiminin uygulama cinsine göre avantajları veya dezavantajları vardır. Önemli olan proses tasarımı sırasında en uygun seçimi yapabilmektir.

Bazı durumlarda ortamdaki gizli ısı miktarı o kadar fazladır ki (Disco,Pup, Bar, Düğün Salonu, vb.) psikrometrik diagram üzerinde duyulur ısı oranı doğrusunun %100 doyma eğrisini kesmediği görülür. Bu durumda bir cihaz çiğ noktası sıcaklığından söz edilemez. Tekrar ısıtma, bu gibi durumlarda kullanılır. Cihazdan çıkış havası ısıtılarak (Tekrar ısıtma) ortama sevk edilecek hava şartlandırılır. Tekrar ısıtma miktarı ise sevk havası miktarı ile çıkış ve sevk havası arasındaki entalpi farkının çarpımına eşittir.


Şekil1 Re-Heat öncesi

 


Şekil2 Re-Heat sonrası

Diagram görüntüsü MTH için Psikrometrik diagram R2009 programından alınmıştır.

Bir dahaki yazımızda bir örnek ile konuyu daha da detaylandıracağız, Hoşcakalın..

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Havalandırma Yükleri Hesabı...

 

Merhaba arkadaşlar,


Bugünkü yazımda yapı ısıtma soğutma yüklerine büyük tesiri olan ama nedense ülkemizde pek önemsenmiyen havalandırma yüklerinden bahsetmek istiyorum. Ümit ediyorum bu yazıdan sonra hesaplarımızda biraz daha detaylı analiz eder ve hesabın adı her ne kadar havalandırma yükü olsada, paramızı havaya saçmayız..

Bir binaya giren dış havanın, iç hacim şartlandırma (ısıtma, soğutma, nem alma) yüklerinin bir kısmını oluşturması, binalardaki hava değişim oranlarının gerekli olan en düşük değer ile sınırlandırılmasının nedenlerinden birisidir. Tipik olarak, dış kabuk-baskın binalarda ısıl yükün %20 ile %40 kadarı hava değişimine bağlıdır.


Hava değişimi, bir binanın ısıl yükünü üç şekilde artırır. Birincisi, içeri giren hava, dış hava sıcaklığından iç hava sıcaklığına kadar ısıtılmak veya soğutulmak zorundadır. Bu duyulur ısıtma veya soğutma için enerji tüketimi:

qs = duyulur ısı yükü, W
Q = hava debisi, rn3/s
r = havanın yoğunluğu, kg/m3 (yaklaşık 1,2)
cp = havanın özgül ısısı, J/(kg. K) (yaklaşık 1000)
dt - iç-dış hava sıcaklıkları farkı, "C
olmak üzere
qs=Qpcpdt
bağıntısı ile verilir.


İkincisi, hava değişimi, bir bina içindeki havanın nem içeriğini değiştirir. Bu durum, yazın nemli dış havadan nem alınması gereken bazı yerlerde özellikle önemlidir. İç havanın nem oranının dış havanınkinden çok daha düşük olduğu kış mevsiminde ise, nemlendirme gerekebilir. Bu gizli yükler ile ilgili enerji tüketimi:


qı = gizli ısı yükleri, W
hfg= uygun bir hava sıcaklığında su buharının gizli ısısı, J/kg (yaklaşık 2,34 x 10°)

dW= iç-dış hava özgül nemleri farkı, su buharı kütlesinin kuru hava kütlesine oranı (kg/kg)
olmak üzere
qı=QphfgdW


bağıntısı ile verilir.

Yalıtım sistemi içindeki hava akışı, yalıtımın içinde veya üstünde nemin yoğuşmasına bağlı olarak da, sistemin etkenliğini düşürür.

Bir dahaki yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın

Kaynak : ASHRAE TC 4.3 Ventilation Requirements

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Hastane Kliması ve HEPA Filtreler..

Merhaba arkadaşlar,
Bugünkü blog yazımızın konusu hastene kliması ve özel olarakta HEPA filtreler. Hastane klima, havalandırma uygulamaları son yıllarda hakettiği ilgi alakayı ve uzmanlığı görmeye başladı. Bundan önceki dönemlerde proje aşaması ve uygulamalar tam anlamıyla içler acısı durumdaydı. Ülkemizdeki standartlaşma çalışmalarına MMO ve diğer sektör derneklerininde el atmasıyla güzel bir noktaya gelindi.

Hastane klimasında dikkate alınması gereken bir çok alt sınıf olduğu gibi özellikle ameliyathanelerin klimatize edilmesi ve havalandırılması büyük önem arz ediyor. Hastane kliması detaylarına girmeden önce bazı kaynakçaları sizinle paylaşmak istiyorum, bu kaynaklara haiz olmak sizi her zaman bir adım öne taşıyacaktır.
ASHRAE 2003 Handbook HVAC Aplication
ASHRAE 52.1-52.2 Standarts
VDI 2167 Building Services in Hospitals
VDI 2083 Cleanroom Technology
DIN 1946-4 HVAC system in Hospitals

Hastane kliması ve havalandırmasında belkide en önemli bileşenlerden bir tanesi menfezler ve filtrelerdir. İstenilen hijyen şartlarının oluşması ve devamı için menfez ve filtrelerin ilgili standartlara uygun bir şekilde projelendirilmesi, imal edilmesi ve işletilmesi gerekiyor. En ufak bir aksaklıkta dahi hastanenin tüm birimleri ile ilgili istenmeyen sonuçların doğacağı üzerinde dikkatle durulması gereken bir noktadır.
Filtreler genel manası ile havalandırma tesisatındaki parçacıkları tutmak için kullanılan hava temizleyici aparatlardır. Hava içindeki kirletici, duman vs. hatta virüs ve bakterilerinde bir partikül olduğunu unutmamak gerekir. besleme havasının migroorganizmalar dahil parçacıklardan oluşan her türlü kirleticiden arındırılması gerekir. Bunu için genellikle çok kademeli filtrasyon uygulamaları yapılır.
Bu kademeler Ön filtre (F7) , Hassas filtre (F9) ve Son filtre ( H13) diyebileceğimiz aşamalardır. Toplayıcı ve kirli hava atış (egzost) filtreleride bu sisteme entegre edilebilir.
Filtre grupları olarak G,F,H ve U sınıfı filtreler tercih edilmelidir.
G grubu kaba toz filtreleri G1,G2,G3,G4
F grubu ince toz filtreleri F5, F6, F7, F8, F9
H grubu Yüksek verimli, HEPA filtreler H10,H11,H12,H13,H14
U grubu ULPA ultra düşük geririmli filtreler U15,U16,U17

Yüksek verimlilikteki HEPA filtreler partikül tutucu hava filtreleridir. 0,3mikron çapındaki partiküller için verimliliği %99.97 den %99.995 kadar değişmektedir. Hepa filtreler normal debisinde 250 Pa karşı basınçta hava geçiren, kirlendiği zaman atılabilen filtrelerdir. Bakteri ve virüsler 0,3 mikrondan küçük partiküllere tutunamayacağından, Ameliyat Odasında enfeksiyon riski minimize edilmiş olur.
Bir dahaki yazımızda hastane klimasının inceliklerine değineceğiz. Hoşçakalın